Op. Dr. Rıdvan Duran

Hakkımda

1985 yılında Diyarbakır’da doğdu. Ortaöğretim ve lise eğitimini Diyarbakırda sırasıyla Diyarbakır Anadolu Lisesi ve Diyarbakır Cumhuriyet Fen Lisesi’nde tamamladıktan sonra 2003 yılında İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimine başladı. Üniversite hayatı boyunca Türk Tıp Öğrencileri Birliği( TurkMSIC) ve Toplum Gönüllüleri Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarında görev alıp birçok sosyal sorumluluk projesinde gönüllülük faaliyetlerinde bulunup proje sorumluluğu görevleri üstlendi.Ayrıca 2009 yılında Erasmus öğrenci değişimi programı ile Portekizde Porto Üniversitesi Tıp fakültesi’nde 6 ay süreyle intörn doktor olarak görev yaptı.

2010 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra Tıpta Uzmanlık Sınavını kazanarak, 2011-2016 yılları arasında İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesinde KBB kliniğinde uzmanlık eğitimini tamamladı. 2016-2020 yılları arasında mecburi hizmetini Keşan Devlet Hastanesi ve Mardin Devlet Hastanesi’nde tamamladı. 2021-2023 yılları arasında İzmir Özel Can Hastanesi’nde çalıştı. Evli ve 2 çocuk babası olan Op. Dr. Rıdvan Duran Eylül 2023 tarihi itibariyle ile hastalarını İzmir Bayraklıda Lider Centrio’da muayenehanesinde kabul etmektedir.

BURUN ESTETİĞİ (RİNOPLASTİ)


Rinoplasti, burnun şeklini değiştirmeye yönelik uygulanan bir cerrahı işlemdir. Burnumuz yüzümüzün orta kısmında yer aldığı için eğrilikleri ve düzensizlikleri en sık göze batan organdır. Burunla ilgili problemler kişiden kişiye çok farklıdır ve genellikle kişiye ve yüz yapısına özeldir. Her burun yapısı ve yüz yapısının farklı olmasından dolayı rinoplasti (burun estetiği) ameliyatı da kişiye ve yüze özel tasarlanarak yapılmalıdır. Burundaki şekil bozukluğu ailesel, travma sonrası veya geçirilmiş bir operasyona bağlı olabilir.


Başarılı rinoplasti için; üç boyutlu düşünmeye, detaylı burun ve yüz analizi yaparak estetik ve fonksiyonel problemlerin belirlenmesine, tüm bunların çözümü için gereken cerrahi tekniklerin ayrıntılı olarak planlanmasına ihtiyaç vardır.


Burun ameliyatınızın hem işlevsel hem de estetik açıdan başarılı olması, ameliyat sonrası burnunuzdan rahat nefes alabilmeniz ve koku alabilmeniz önemlidir. Aynı ameliyatta konka (burun eti büyümesi) ve deviasyon (burun kemiği eğriliği) giderilmelidir.


Günümüzde burun cerrahisinde başarılı kabul edilen estetik ve fonksiyonel sonuçların elde edilebilmesi için, doktorunuzun burun cerrahisi alanında geniş deneyime sahip olması, burun cerrahisi konusunda güncel bilgi, cerrahi teknik ve teknikleri takip edip uygulayabilmesi önemlidir. Burun estetiğinin başarısı işlem sonunda burnun hem kişinin yüz özelliklerine hemde isteklerine göre sonuç elde etmeye ayrıca kişinin burnundan rahat nefes alma durumuna sahip olması ile değerlendirmektedir.


Rinoplasti için başvuran hastalara öncelikle endoskoplarla burun içi muayenesi yapılarak nefes alma ile ilgili problemler olup olmadığı saptanır. Sonrasında hastaların burun yapıları değişik açılardan resimlendirilir ,bu resimler üzerinden simülasyonlar yapılarak hastanın beklentilerini anlaşılır ayrıca hastaya ameliyat sonrası burnunun nasıl olacağıyla ile ilgili bir fikir vermek amaçlanır.


Rinoplasti genel anestezi altında gerçekleştirilip yaklaşık 2-3 saat arasında sürmektedir.Ameliyatın açık veya kapalı teknikle yapılması ameliyatın süresini etkilememekle beraber hastanın daha önce ameliyat olup olmadığı, burun ucunun yapısı, burun boyutu, geçirilmiş travma öyküsü, cilt kalınlığı, vb. faktörler nedeniyle ameliyatın süresi değiştirebilmektedir.


Rinoplasti ameliyatında burun kemik kısmının şekillendirilmesi için kesilmesi gerekmektedir. Kemik kesmek için el testeresi, keski, törpü, mikromotor, piezo ultrasonik kesici gibi çeşitli yöntemler kullanılabilmektedir.


Ameliyat sonrası morluk ve şişlik yukarıda bahsedilen kemik kesme yöntemlerinden çok kişilerin cilt özellikleri ve kişisel bazı faktörlere bağlı değişmektedir.


Ameliyattan sonra ağrı açısından özellikle ilk 6 saat güçlü ağrı kesiciler verilmekle beraber sonrasında hastanın kullanımı açısından uygun ağrı kesici ve antibiyotik ilaçlar hastaya kullanması açısından reçete edilmektedir.


Ameliyat sonrası 1. Haftada genellikle alçı değişimi ve burun içindeki silikon tamponlar alınmasını takiben sonrasında hastanın 1 . Ay ,3. Ay ,6. Ay ve 1 . Yıl kontrolleri gerçekleştirilir.


Revizyon rinoplasti


Daha önce rinoplasti olmuş hastalara uygulanan düzeltici ameliyatlardır. Minör veya major düzeyde olabilir.İlk ameliyatlarda genellikle hastaların burun içindeki septal kıkırdakları kullanıldığı için bu ameliyatlarda en önemli problem burnun onarımı için gerekli olan kıkırdak ihtiyacıdır. Bu kıkırdak ihtiyacı burun içindeki burun içindeki kıkırdaktan karşılanamayacak düzeyde ise kıkırdak ihtiyacı auriküler (kulak) kıkırdaktan veya kostal (kaburga) kıkırdaktan karşılanır.


Minör revizyonlar lokal veya genel anestezi ile, majör revizyonların hemen hemen tamamı ise genel anestezi ile yapılır. Minör revizyonlar 30-45 dk sürerken, majör revizyonlar 3-6 saat sürebilir. Sürenin uzunluğunu deformitelerin çokluğu ve zorluğu, kaburga kıkırdağı, kulak kıkırdağı ihtiyacı belirler. Anestezi açısından risk belirtilmemişse ameliyatın süresi değil daima sonucu önemlidir

KEPÇE KULAK ESTETİĞİ (Otoplasti)


Halk arasında kepçe kulak olarak bilinen kulak şekil bozukluğuna karşı gerçekleştirilen ameliyata otoplasti denmektedir. Doğuştan ya da daha sonradan oluşmuş bozukluklar arasında en çok görüneni olan kepçe kulak, kulağın kafatası ile yaptığı açının normalden fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Kulağın öne çıkık gözükmesine neden olan bu rahatsızlığa kulağın iç kısmındaki kıvrımlarının yokluğu da eşlik edebilmektedir.


Operasyonda amaç kulağın kafa ile yaptığı açıyı normal hale getirmek ve aynı zamanda bu kıvrımları tekrar oluşturmaktır. Kepçe kulak ameliyatları çok çeşitlidir. Her doktor ayrı bir teknik uygulamaktadır. İple kepçe kulak ameliyatı, açık kulak ameliyatı şeklinde birçok teknik vardır. Hastane ortamında çocuklarda genel anesteziyle, erişkinlerde ise lokal anesteziyle yapılan operasyon, yaklaşık 1-1,5 saat kadar sürmektedir. Kulağın arkasından yapılan kesi sonrası kıkırdakların olması gereken kıvrımları ve açıyı düzeltmek için kalıcı dikişler atılır.


Ameliyat sonrası hasta aynı gün evine döner. Oluşan ödem ve şişlik 2-3 hafta içinde düzelir ve kulağın son şeklini alması 2 ayı bulur. Kesiler kulağın arka tarafından yapıldığı için iz belli olmaz.

ÜST GÖZ KAPAĞI ESTETİĞİ(BLEFAROPLASTİ)


Tıbbi adı blefaroplasti olan göz kapağı estetiği, alt veya üst göz kapaklarının genellikle yaşlanmaya bağlı (genetik, travma ve enfeksiyon gibi sebeplerle erken yaşta da olabilir) oluşan sarkma, torbalanma, kırışıklık artışları, üst kapak ve kaşlarda düşme, alt kapaklarda torbalanma ve çizgilenme gibi belirtilerin cerrahi olarak düzeltilmesi işleminin adıdır.


İşlem yaklaşık 30-60 dk arasından sürmekle beraber lokal veya genel anestezi altında gerçekleştirilebilmektedir.


Göz kapağı estetiği ile kapaklardaki fazlalık, özellikle cilt, bazen kas ve yağ dokuları da çıkarılır. Bu, kalıcı bir operasyondur ve etkisi 10-15 yıl kadar sürmektedir.


Göz kapağı estetiği sonrası ilk 3 gün kızarıklık ve şişlik meydana gelmekte ve 1 hafta içinde azalarak kaybolmaktadır. Bu dönemde geçirilmiş iyi bir cerrahi ve sonrası soğuk uygulama, şişlik kızarma ve morlukları büyük ölçüde engellemektedir. Operasyondan 1 ay sonra ameliyatın izleri kaybolup, görüntü olarak en iyi hali almaktadır. Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) ameliyatından 3 gün sonra günlük rutin işlere dönülebilir.

YÜZ ESTETİK UYGULAMALARI

BOTOX UYGULAMALARI


Botoks uygulamaları, her yaşta hastaya yapılabilecek, cerrahi ve kesi uygulanmadan hızlı ve kolayca etki eden bir tedavidir. Botoks enjeksiyonları mimiklerimizi yapmamızı sağlayan yüz kaslarını hedefleyerek kasları gevşetir ve çizgilerin ve kırışıklıkların oluşmasını durdurmak için bu kasların hareketini en aza indirir. 


Dinamik kırışıklık, en sık alın, kaşlar arası, göz kenarları ve ağız çevresinde görülür. Alın, kaz ayağı da denen göz çevresi kırışıklığı ve ağız çevresindeki çizgilenmeler insana daha yaşlı, kaş arasındaki çizgilenmeler ise daha kızgın ve sert ifade verir. Botoks uygulaması ile bu kasların kasılması azaltılarak daha dingin ve genç ifade kazanmak mümkündür. Botoks uygulaması kırışıklığı direkt düzeltmekten çok buna yol açan kas hareketlerini azaltarak indirekt bir etki gösterecektir.


Ayrıca Bazı kişisel alışkanlıklar, çene kaslarınıza (masseter) genişlemesine doğrudan etki edebilir. Aşırı sakız çiğneme, buz gibi sert maddeleri çiğneme veya sert et çiğneme, hepsi masseter kasının büyümesine yol açabilir. Stres nedeniyle gece diş sıkma yani bruksizm de çene kaslarınızın genişlemesine yol açabilir.


Masseter botoksu, masseter kasının yer aldığı yüzün alt kısmının inceltildiği estetik prosedürüdür. 


Masseter kasının fazla büyük olması sadece estetik açıdan değil, fiziksel olarak da kişiye rahatsızlık verebilir. Bu nedenle bu prosedür bazı durumlarda hem şekil hem de işlevsel olarak tedavi sunmak amacıyla da uygulanır. 


Botox, yüzü incelterek yeniden şekillendirme de ameliyatsız teknik olarak yeni bir seçenek sağlıyor. Masseter botoksu neştersiz, ağrısız, sıfır şişlik ve dikiş izi ile çeneyi incelterek yüz şeklini değiştirme imkânı sunuyor.


Masseter botoksu ile zamanla çok daha uzun ömürlü, estetik ve simetrik sonuçlar elde edilir.


BURUN DOLGUSU


Genellikle toplumda ameliyatsız burun estetiği olarak bilinen burun dolgusu, cilt dolgu malzemelerinin enjeksiyonunu içerir.


Ameliyat olmak istemeyen hastalar için çok iyi bir seçenek olan burun dolgusu, rötuşların gerçekleştirilmesi açısından da oldukça kolaydır.


Hastanın sonuçtan tamamen memnun olmadığı durumlarda, işlem geri dönüşümlü olduğu için güven vericidir ve dolgu birkaç ay içinde kaybolabildiği için sonrasında burun yeniden orijinal şeklini alır.


Prosedür, burun dokusunu doldurulması, genellikle 20-30 dakika boyunca uygulanan bir anestetik krem ile daha sonra cerrahın ve hastanın belirlediği kilit alanlara enjekte edilmesinden oluşur ve böylece estetik açıdan düzelme sağlanır. Enjeksiyon genellikle 5-10 dakika sürer ve klinik ortamda gerçekleştirilir. Burun dolgusu enjeksiyonundan sonra, normal hayata ara vermeden devam edilebilir. Şişlik, morluk ve iyileşmek için evde kalma zorunluluğu olmadığı için hasta memnuniyetinin en yüksek olduğu estetik operasyonlarından birisidir.


DUDAK DOLGUSU


Dudaklar hem estetik açıdan hem de fonksiyonel açıdan yüzdeki en önemli noktalardan birisidir. Yoğun damar yapısı ve hareketli nedeniyle dudaklarda, dolgu açısından özel geliştirilmiş hyalüronik asitli dolgular kullanılmaktadır. En sık dudak dolgunlaştırma, dudak şekillendirme ve dudak kontürünün belirginleştirilmesi amacıyla yapılmakla birlikte, dudak asimetrilerinin düzeltilmesi, dudak üzerindeki ince barkod çizgilerinin giderilmesi ve dudak kenarı sarkmalarının azaltılmasında da kullanılmaktadır.


Dudaklara dolgusu uygulama öncesinde, genellikle anestezik (lokal uyuşturucu) etki gösteren kremler sürülerek 15-20 dakika bekletilir. Sonrasında bazen sadece dudağın kırmızı alanına, bazense sadece dudak konturu denilen dudakla derinin birleştiği alana çok ince uçlu iğnelerle enjeksiyona başlanır. 10 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanan hızlı ve kolay bir uygulamadır.


Çok nadir, İşlem sonrası minimal şişlik ve ödem olabilir, çoğu hastada kullandığımız dolgu maddesinin kıvamı çok yumuşak olduğu için şişlik ve morluk oluşmaz. Dudak dolgusunda kullanılan hyalüronik asit dolgu enjeksiyonu kalıcı değildir, vücut tarafından zamanla emilir. Dolgunun etkinlik süresi kişinin yaşı, dudak yapısı, elastikiyeti, enjekte edilen dolgu maddesinin özellikleri, miktarı, kalitesi gibi faktörlere bağlı olarak değişmekle birlikte 6-12 aydır.


GÖZ ALTI IŞIK DOLGUSU


Gözaltı ışık dolgusu enjeksiyonu, cilt dokularının derinliğindeki hidrasyon seviyesini arttırarak, cilt rengini güzelleştirerek ve esnekliğini, sertliğini ve pürüzsüzlüğünü arttırarak ışığı daha iyi yansıtmasını sağlayan bir tedavi tekniğidir.


Gözaltı ışık dolgusu ile gözaltı ile yanaklar arasındaki kod farkı giderilerek olduğundan daha yorgun ve yaşlı görüntü ortadan kaldırılabilir. Gözaltında oluşan çukurluklar yanaklar ile aynı hizaya getirilerek gözaltı çevresinde bir yükseltme sağlanabilir. Böylelikle ışığı daha iyi yansıtan göz çevresi, hyalüronik asitin etkisiyle koyu halkalar ve gözaltı torbalarından kurtularak polivitamin ve aminoasit sayesinde de uzun süreli bir hücresel yenilenme sağlar.


Uygulama sırasında göz altına hiçbir ağrı ya da sızıya neden olmayacak incelikte bir enjeksiyon yardımı ile bu özel karışım eşit bir şekilde enjekte edilir. Uygulamanın ardından enjeksiyon noktalarında ufak kızarıklık oluşabilir. Bu kızarıklık ortalama 3 – 4 saat içinde kendiliğinden geçer. Bu süre içinde enjeksiyon yapılan bölgeler ovuşturulmamalıdır. Yüze herhangi bir krem ya da kozmetik ürün sürülmemelidir. 4 saatin sonunda genellikle cilt normale dönmektedir.


Mezoterapi(Gençlik Aşısı)


Ciltteki yaşlanma belirtilerinin en önemli sebeplerinin başında, vücutta doğal olarak bulunan hyalüronik asit kaybı gelmektedir. Doğal olarak bunu geri vermek cilde gençliğini geri kazandırabilmektedir. Gençlik aşısı veya nem aşısı olarak tabir edilen bu uygulamayla cilde hyalüronik asit tekrar verilerek su tutucu etkisi sayesinde cildin nemli ve parlak görünmesini sağlar.


Gençlik aşısı tüm yüz, boyun, dekolte ve ellerde uygulanabilmektedir. Cilde nemini ve elastikiyetini geri kazandıran bu teknikle genetik ve çevresel faktörlerce belirlenen yaşlanma süreci gecikebilmektedir. Kırışıklık ve sarkmanın giderilmesi, cildin gevşemesini yok etmek ve nemlendirmek amaçlı kullanılabilen gençlik aşısı, aynı zamanda cildi de korumaktadır.


Gençlik aşısı, lokal anestezik krem uygulaması sonrasında, cildin altına çok ince iğneler ile uygulanarak 15 – 20 dakika gibi bir sürede gerçekleştirilir. 2 hafta ara ile 4 seans uygulanabilir. En etkili sonuçlar 3. ayda ortaya çıkar. Kalıcılığını ve etkisini arttırmak için 4-6 ay aralıklara 1 seanslık devam tedavileri yapmak oldukça faydalıdır.

BADEMCİK AMELİYATI


Bazı çocuklarda 4-5 yaş civarı sık enfeksiyona bağlı fazla büyüyerek korumaktan ziyade enfeksiyon kaynağı olmaya başlayan bademcikler, bazen de boyutlarının büyük olması nedeniyle solunuma ve yemek yemesine engel olup gece solunum durmasına neden olmaktadır. Bu ve aşağıda sayacağımız durumlarda bademciklerin ameliyatla çıkarılması gerekmektedir.

  • Bademcik iltihabının çocuklarda yılda 3 – 5’ten fazla, erişkinlerde ise 2’den fazla tekrarlaması
  • Uyku apnesi
  • Bademcik apsesi
  • Kötü huylu bademcik tümörü şüphesi
  • Solunum ve yutma güçlüğü yapan aşırı bademcik büyümesi
  • Nefes / ağız kokusu yapan, lenf bezlerinin şişmesine neden olan müzmin bademcik iltihapları
  • Kalp romatizması, kalp kapakçığı iltihabı veya böbrek iltihabı olan kişilerde görülen müzmin bademcik iltihapları
  • Çene yapısını bozan geniz eti ve bademcik büyümeleri

  • Bademcikler, genel anestezi altında özel bir alet ile açılan ağızdan çevredeki kas ve örtüden sıyrılarak çıkarılır. Takiben kanama kontrolü yapılır ve ameliyat sonlandırılır. Bademciklerin çıkarılması için makas, bistüri gibi klasik teknikler kullanılabildiği gibi, dokuyu elektrikle yakma veya benzeri teknolojiler de kullanılabilir.

    GENİZ ETİ AMELİYATI


    Geniz eti (Adenoid) burun arkasında bulunan boşlukta (Geniz) yer alan, vücudun savunma sisteminde görev aldığı bilinen lenfoid bir dokudur. Çocuklarda özellikle 3 ile 7 yaş arasında geniz etinin büyüklüğü, tıkayıcı etkiler ve enfeksiyona yatkınlık gibi bir takım sorunlara yol açabilrir..


    Tıkayıcı etkiler olarak; burun tıkanıklığı ve burundan nefes almada zorluk, buna bağlı ağızdan nefes alma, ağız açık kalması, çene yüz gelişim sorunlarının ortaya çıkması, horlama, uyku da nefes durması, uyku da huzursuzluk, uykuda tıkanıklık sendromu ile ilgili entelektüel gelişim problemleri sayılabilir. Tekrarlayan enfeksiyonlar sadece geniz eti iltihabı ile sınırlı olmayıp sık sinüzit atakları, tekrarlayan orta kulakta sıvı birikimi ve orta kulak intihabı olarak sıralanabilir.


    Bu gibi durumlarda hastalara tedavi amaçlı geniz eti ameliyatı önerilir. Geniz eti ameliyatı genel anestezi altında yaklaşık yarım saat süren cerrahi bir işlemdir. Genellikle ağız içerisinden yaklaşım ile gerçekleştirilir. Geleneksel soğuk cerrahi, elektrokoter, koblasyon ve lazer gibi çeşitli yöntemler kullanılmakla beraber etkinlikleri benzerdir. Ameliyat sonrası ilk 4-6 saat hastanede gözlem altında tutulan ve herhangi bir problemi olmayan hastalar, antibiyotik ve ağrı kesici tedavi ile taburcu edilir. Taburculuk sonrası genellikle bir hafta sonra bir kez doktor kontrolü uygun olur.  Ameliyat sonrasında nadir de olsa kanama, solunum güçlüğü ve anestezi ile ilgi problemler olabilir, bu gibi durumlarda hastalar tekrar ameliyat alınabilir.

    KULAK TÜP AMELİYATI


    Tekrarlayan akut orta kulak iltihaplarında, kendi kendine ya da medikal tedavi ile iyileşmeyen orta kulak sıvılarında, kulak zarı çökmelerinde, uçuş ya da dalma sırasında oluşan barotravmalarda, down sendromu, yarık damak gibi kulak zarı ya da östaki borusunun doğru gelişmediği hastalarda kulak zarında açılan bir deliğe ufak tüplerin yerleştirilmesi işlemine tubulasyon da denilmektedir. Bu işlem sayesinde orta kulaktaki sıvı birikmesinin önüne geçilerek hem çocuğun işitme durumunun düzelmesi sağlanmakta, hem de bu sıvı birikimine bağlı uzun dönemde ortaya çıkabilecek sorunların önüne geçilmektedir.


    Mikro cerrahi teknikleri ile ilerlenerek çizilen kulak zarındaki delikten orta kulaktaki sıvı vakum ile dışarı çekilir. Daha sonra özel aletler aracılığı ile bir ucu dış kulakta diğer ucu orta kulakta olacak şekilde tüp yerleştirilir. Bu işlem sonrasında kişinin kulağında dışarıdan gözlenebilecek herhangi bir değişiklik olamaz. Genel anestezi altında yapılan bu operasyonda deride bir kesi yapılmasına gerek olmamaktadır.


    Kulak tüpü, kulak zarında genellikle 6-12 ay süreyle kalır; daha sonra kendiliğinden kulak yoluna düşer ve kulak zarında tüpün takıldığı delik kendiliğinden kapanır.

    İletişim

    Mansuroğlu, Lider Centrio, 1593/1. Sk. no:6 C blok daire:42, 35535 Bayraklı/İzmir

    Lokasyon:

    Mansuroğlu, Lider Centrio, 1593/1. Sk. no:6 C blok daire:42, 35535 Bayraklı/İzmir

    Telefon:

    0533 472 53 59